İmaj Nedir? Olumlu ve Güçlü Bir İmaja Sahip Olmak İçin Neler Yapmalıyız?

Değerli arkadaşlar;

Bu blog yazımızda, iş yaşamında oldukça önemli yeri olan “İMAJ” hakkında size bilgiler aktarmak istiyorum.

Yaptığım birçok araştırma sonucunda imajın birbirine benzer tanımları olduğunu gördüm. Bu tanımlar arasında en beğendiğim tanım ise şu oldu: “İmaj günlük hayatımızın her alanında farkında olarak ya da olmayarak kullandığımız; kişileri, şirketleri, şehirleri, ülkeleri ve objeleri olumlu ya da olumsuz olarak anlatan bir olgu, anlamlar bütünüdür.”

Birçok imaj türü var. Fakat bu yazımda  kişisel ve şirket imajı üzerinde durmak istiyorum.

Kişisel imaj, kariyer geliştirme sürecinin önemli bir parçalarından biridir. Kim olduğumuz, ne yaptığımız, yapılan işte ne kadar başarılı olduğumuzu anlatmaya yarayan bir reklam önyüzü, hikâyemizin kapak sayfası da diyebiliriz. İyi bir imajla;

  • Kendimizi daha iyi hissederiz.
  • Kendimize olan güvenimiz artar.
  • Performansımızı arttırma olanağına kavuşuruz.
  • Özellikle ilk adımlarda daha etkili ve başarılı oluruz.
  • Bir girişimi başarma, yapabilme, sonuçlandırma yeteneğimiz artar.
  • Çevremizdekilerle daha etkili iletişim kurarız.
  • İlişkilerimizi geliştirir, güçlendirir ve hedeflerimize yaklaşırız.

Burada çok önemli bir ayrıntıyı da dikkatinize sunmak istiyorum. Kişisel imajımız sadece bizi değil; şirketimizin imaj algısını da etkiler.

Şirket imajının ise şirketimizin hizmetleri üzerinde çok önemli etkileri vardır. Şirketimiz iyi imaja sahip olduğunda, toplumun güvenini kazanır, bu da amaçlarına ulaşmada şirketimizi daha güçlü kılar. Yapılan araştırmalarda, şirket imajıyla iş doyumu arasında da pozitif yönlü bir ilişki tespit edilmiş. Şirketimizin güçlü imaja sahip olması bizi daha mutlu bireyler yaparak şirketimize bağlılığımızı da arttırır.

Peki, olumlu ve güçlü şirket imajına sahip olmak, şirketimize neler kazandırır? İşte bu kazanımları da şu şekilde maddeleyelim:

 Şirketimizin uzun dönem amaçlarında yöneticiler arasında duyarlılık yaratır,

  • Şirketimizin hedeflerine ulaşabilmesini kolaylaştırır, devamlı ve stratejik başarıya imkân sağlar.
  • Şirketimize pazarda rekabet üstünlüğü kazandırır, rakiplerimizden sıyrılmamızı sağlar.
  • Şirket içi ve dışı iletişimi güçlendirir.
  • Müşteri memnuniyetini ve tercihlerini olumlu yönde etkileyerek, müşteri bağlılığını arttırır.

Bir şirketin uzun yıllar ayakta kalabilmesi güçlü ve olumlu imaja sahip olmasıyla mümkündür. Olumlu imaja sahip şirketler kamuoyunda güvenilir, saygın, uzun vadeli iş yapılabilir, gelecek vaat eden, istikrarlı şirketler olarak görülürler.

Gördüğünüz gibi günlük hayatımızda pek de önemsemediğimiz imaj bize ve şirketimize çok büyük yararlar sağlamaktadır.

Olumlu ve Güçlü Bir İmaja Sahip Olmak İçin Neler Yapmalıyız? İşte Cevabı:

  • Güçlü ve etkili iletişim becerilerine sahip olmalısınız.
  • Dilimizi daha doğru ve güzel kullanmalısınız.
  • Beden dilimizi sözlerle uyumlu hale getirmelisiniz.
  • Etkili dinlemeye özen göstermelisiniz.
  • Empati becerinizi geliştirmelisiniz.
  • Her zaman olumlu düşünmeye çalışmalısınız.
  • Nezaket kurallarına uymalısınız.
  • Şirketinize, pozisyonunuza ve hedeflerinize uygun bir şekilde  giyinmeye özen göstermelisiniz.
  • Bakımlı ve temiz görünmeye özen göstermelisiniz.
  • Kişisel gelişime inanmalısınız ve kendinizi sürekli geliştirmelisiniz.
  • Şirketinizde ve evinizde kullandığınız araç ve cihazları özenle kullanmalısınız.
  • Kendinizi severek kendinize güvenmelisiniz.

İletişim çağında iletişimsizlik yaşamayın!

Burada vurgulamak istediğim özel bir konu var. Biliyorsunuz çağımız iletişim çağı. Gelen telefon aramaları, e-postalar, sosyal medya ve anlık mesajlaşma uygulamalarından iletilen mesajlar bizi bilgi bombardımanına tutuyor. Gerçekten yetişebilmek ve anlık cevap verebilmek çok güç.

Ancak cevapsız bıraktığımız her arama/ileti imajımızı olumsuz etkiliyor. Maalesef iletişim çağında iletişimsizlik yaşıyoruz. Cevapsız bırakılan her arama/ileti karşı tarafın kendisini değersiz hissetmesine ve kişisel/şirket imajının zarar görmesine sebep oluyor. Bu iletilere anlık cevap veremesek, uzun cevaplar yazamasak dahi geç de olsa, kısa ve öz dönüşleri muhakkak yapmamız gerekiyor.

Bir sonraki blog yazımızda görüşmek dileğiyle,